9 Şubat 2013 Cumartesi

26.gün: "Yeşil Çorba"

Dün akşam yazabilseydim iyi olacaktı ya, hafta içerisinde hastalıkla birlikte nasıl yorulmuşsam artık, akşam saat 8 gibi bir uyumuşum, arada bir iki saat uyanık kalmama rağmen sabah saat 9'a doğru zor uyandım. Normalde çok fazla uyuyan bir insan olmamama rağmen 2-3 ayda bir böyle olur bana, 12 saat uyurum, sanırım develerin su depolaması gibi ben de uyku depoluyorum (!?).

Uzun lafın kısası, dünün macerası bugüne kaldı arkadaşlar :)

Önce aşağıya dünün listesini bir alalım:


26.gün
07:45
sütlü kahve (şekersiz)
 
2 adet petitbeure bisküvi
10:30
1 elma
 
2 ceviz
12:30
1 orta boy haşlanmış patates
 
1 katı yumurta
 
1 dilim tam tahıllı ekmek
15:30
1 dilim tam tahıllı ekmek
 
4 yeşil zeytin
17:00
sütlü kahve (şekersiz)
19:00
"yeşil çorba"


Yemekhanede çıkan yemek çeşitlerinin hiçbiri diyete uymadığı için bir önceki gece haşladığım yumurtam ve patatesim ile iki dilim ekmeğim paşa paşa beslenme çantası olarak yanımda işe geldiler. Öğlen ve akşamüstü ekmekli patatesli karbonhidratı bol yiyeceğim için kendimce kahvaltı ve sabah ara öğününü hafif seçtim. "Kendimce" işte...

Fark ettiklerim: öğle yemeğini yedikten sonra yaklaşık 1 saat nefes dahi alamayacak kadar çok toktum, acayip fazla geldi. Ama...

Öyle bir acıktım ki sonrasında, sormayın gitsin! Karbonhidrat tabii, eridi gitti eşek sıpaları ve ben 15:30'a zor sabrettim o ara öğünü yemek için. Sonrasında da (sanırım bu kadar haftadır ilk defa bu kadar acıktığım için gün içerisinde bu kafamda yer etti) saat 17:00'e doğru midemin gene kazındığını hissettim. Korktum bunu böyle bırakırsam beynimde saplantı eder ve ben her şeye saldıracak hale gelebilirim diye ve bir arkadaşımın söylediği "bak sütlü nescafe iyi tıkıyor" sözü uyarınca bir kupa kahve içiverdim içine 1 parmak kadar süt koyarak. Evet, azıcık (çooook azıcık) dışına çıktım bu programın böylece ama bunun çok üzerinde durmamayı tercih edeceğim.

Akşam ise "yeşil çorba" olacaktı sadece yemekte. Yemyeşil (ve şaşırtıcı derecede lezzetli) bir şey yedim, aşağıya kendi tarifimi koyuyorum (çorba gibi değil, yemek gibi oldu bu yaptığım ama sanırım uygundur çünkü Mehtap Hn'ın - gene aşağıya aldığım - tarifine uygun gibi geldi bana).

Önce Mehtap Hn'ın tarifi:

Yesil corba icin bulabildiginiz butun koyu yesil sebzeleri (mesela ispanak, hindiba, broccoli, pazi, maydanoz, vs) buyuk parcalar halinde kesiyorsunuz, cok az suda 2 kasik princ veya bulgur ilavesi ile pisiriyorsunuz. 1 kasik zeytin yagi ekliyorsunuz. Koyu renkli bir corba kivaminda piserse daha iyi ama isterseniz ayni miktarda yag ile yagsiz tavada da pisebilir. Sarimsak, limon kullanabilirsiniz, istediginiz baharatlari ekleyebilirsiniz.

Şimdi, benim yeşil çorbam:

(Her biri yarımşar demet olacak şekilde) : pazı, ıspanak (ıspanak evde donmuş vardı, yarım paketini koydum), kara lahana, roka, küçük bir brokoli. Hepsini büyükçe parçalar halinde kestikten sonra tencereye tıkınız (büyük bir tencere tamamen doluyor, zaten sönüyor bu yaprakların tamamı bildiğiniz gibi). 2 diş sarımsak (benle birlikte yiyecek kişiler de sarımsak sevseydi ben 2-3 diş daha koyardım ama sevmiyorlar). 2 çorba kaşığı ince bulgur (şu "kısırlık" diye tarif ettiklerinden). 1 çorba kaşığı zeytinyağı. Azıcık tuz. Sebzeler sönünce üstünü geçecek kadar su ekleyip tıkırtıkırtıkır pişiriniz. Sebze su salar, su da var dedik çorba gibi olur dedik ama olmadı, yemeğe yakın bir kıvamlı oldu. Ama pek lezzetli oldu. Hiç blender mlender yapmadan da direkt kaselere koyduk, üzerine pul biberi serptik, afiyetle yedik.

Bugün ve yarın da benzer olacak, içine bu sefer Ö.'ciğimin tarifini de düşünerek yeşil soğan koyacağım, yakışacaktır eminim. Hafta sonu olmasının avantajını kullanarak her gün taze yapmak iyi olur diye düşündüm. Fotoğraf ise çekmedim, hem aklıma gelmedi (bir alışkanlık edinsem halbuki ne güzel olacak ama nerdeeee!) hem de yeşil yeşil belki pek sevimli gelmez diye düşündüm. Tadı görüntüsünden daha güzel ve üstelik de doyuruyor ben size söyleyeyim, korkmadan yiyiniz kardeşlerim :)

Doyuruyor dedim ya, ben sonrasında uyuyor olduğum için pek hissedememiş de olabilirim aslında ne yalan söyleyeyim şimdi bilemedim. Saat 22:00 - 23:30 arası uyanıktım, o ara midem aaaazıcık kazındı evet, iki bardak su içip yattım tekrar :)

Bugün ise mutlaka fotoğraf çekerek koyacağım buraya da.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder