31 Ocak 2013 Perşembe

"aç kaldım hiç üzülmedim" :)

Arkadaşla diyet yapmanın en güzel yanı bir yandan kendine hakim olurken (arada olur da tökezleyecek olursan) tanıdığın ve sevdiğin birinin de senin geçtiğin yoldan geçtiğini ve bu nedenle de seni çok iyi anladığını biliyor olmak olsa gerek.

Ben öyle hissediyorum en azından. Bu nedenle de Ö. ile gün içerisinde mesajlaşmak, emailleşmek, konuşmak her zaman iyi geliyor. Hiçbir şey yapmadan sadece geyik de yapsak, birbirimize yediklerimizi de anlatsak, bundan sonra yiyeceklerimizi de planlasak ya da sadece "naber nabıyon" tarzında serserilik de etsek fark etmiyor, kendisi iyi ki var diyorum.

Eğer diyet yapacaksanız, yapıyorsanız ya da yapmayı planlıyorsanız: kendinize bir eküri edinin şekerlerim. Bakın görün nasıl da iyi gelecek size.

Bunca şeyi neden yazdım? Geçen haftadan kalma eğlenceli bir anıyı birden paylaşasım geldi, girizgah gerekti. :)

Sizler için çok anlam ifade etmeyebilecek ama yine de dinlediğinizde %99,9 ihtimalle sizleri de neşelendirecek ve eğlendirecek şu eski şarkıyı paylaşmazsam çatlarım (bir de klibi ile birlikte bulabilseydim sanırım pek güzel olacaktı ama maalesef o kısmı beceremedim) :


Sakin ve kararlı: 16 ve 17 de geçti!

Tanrım bu nasıl bir hafta! Nasıl yoğun, nasıl sıkıntılı, nasıl koşturmacalı ve nasıl uykusuz!

Yürüyüşler tamamen aksadı hafta sonundan sonra. Zaten "içeride, ev içinde" yürüyüş planlıyordum ama eve geç gelmeler, evdeyken de çalışmalar ve ayrıca da "kitap kulübü ödevi" okuma yetiştirmesi gibi sebeplerden çakıldım kaldım koltuklara, yataklara. Bir de hafif çaplı nezle olup kol kanat kırılınca iyice huysuz oldum.

Sonuç: diyet tabii ki devam. Blog belki biraz aksadı ama niyet yine de sağlam. :)


16.gün
17.gün
08:00
1 domates
08:00
1 kupa süt
 
1 dilim çavdar ekmeği
 
3 kaşık musli
 
beyaz peynir
10:30
2 adet peynirli poğaça
10:30
2 adet altınbaşak bisküvi
12:45
domates + salatalık
14:00
1 porsiyon et döner
 
marul + kırmızı lahana
 
Kırmızı lahana
 
1/2 porsiyon z.yağlı pırasa
 
Coca Cola Zero
 
1 dilim kepek ekmeği
 
1 adet küçük lavaş
16:00
1 elma
17:00
1 elma
 
12 adet badem
20:00
salata
19:00
3 adet dolma (biber, kabak)
 
1 sarıkanat
 
1 kase yoğurt
 
meze (kavrulmuş ot, börülce)
 
salata + keten tohumu


Evet, dikkatinizi dönerli mönerli 16.gün çekmiş olabilir. Onda çok yapabileceğim şey yoktu maalesef, yurtdışından gelen misafirlerle toplantı arası ancak o olabildi. Lavaş zaten incecik ve küçücüktü, bir dilim kepek ekmeği olur bundan diye düşünebildim ama düşünmeseydim de yerdim çünkü o döner uzun zaman yemedikten sonra nasıl yağlı geldi anlatamam (lavaş gerçekten normal kebapçılarda alışmış olabileceklerimizden daha ince ve küçüktü valla inanın bana)! Zaten yağlı yemek sevmediğim (hatta ben aslında döner de pek sevmem iskender olmadıkça) için iyice zor bir gün oldu o, akşama kadar döndüm durdum ortalıkta midemde bir ağırlıkla.

Ama geçti, ev yemeklerime kavuştum, mutluyum.

Bir de... 17.gün yediğim iki poğaçaya laf etmeyin hemen: hem ev yapımı hem de küçüktü onlar. Ancak bir tane eder, güvenin sözüme ;)

Şimdi suda eriyen c vitaminli aspirinimi kafaya dikip çalışmaya devam ediyorum. Akşam sanırım tavuk var yemekte, bunu akşama konuşuruz artık!

Mucks.

28 Ocak 2013 Pazartesi

15.Gün : I love you Dolma!

Bir ödevimi yapmam gerektiği için (bu akşam en az 80 sayfa kitap okumalıyım ve şimdiden ÇOK uykum var) fazla vakit ayıramıyorum blog sana. Ama yine de görev bilinciyle listemi şuraya ekliyorum hemen:


15.gün
08:30
1 elma
 
3 kaşık musli & süt
11:00
1 adet peynirli poğaça
12:45
1 dilim kepek ekmeği
 
1 kutu (80gr) ton balığı
 
Marul & rende havuç
 
1 çay kaşığı susam
16:00
1 elma
 
12 adet badem
19:00
3 adet dolma (biber, kabak)
 
1 kase yoğurt
 
salata + keten tohumu

Dört mini not:

1 - Havuç sevmiyorum yahu. Çiğ havucu hele HİÇ sevmiyorum. Höf.
2 - Susam salataya ne güzel yakışıyormuş arkadaş yaaaaahu!
3 - Dolmayı çok özlemişim, anneme özel sipariş vererek yedim çooooooooook mutluyum! :)
4 - Keşke her gün poğaça yesek :P

Vıdırvıdırvıdırvıdır

Diyetimizin 3.haftasındayız artık. Bendeniz yaramazlık yaparak tartılmış bulundum bir kez artık hafta sonunda, bu konuda yapılacak bir şey yok. İlerlemeyi engelleyeceği endişesiyle (bilinçaltının işi belli olmaz sonuçta!) tartılmak sanırım yasak. Ama bir yanlış anlama ve koskocaman bir merak sayesinde beni ÇOK motive edecek bir sonuç gördüm tartıda ki bu da önümüzdeki haftalar boyunca tartılmayarak 6 Şubat'ı bekleyebilmeme yardımcı olacak diye düşünüyorum.

Laf aramızda, diyet ortağım canım ciyerim Pisikopatim de tartılmış nihehehe yalnız değilim. O da ben kadar motive olmuş (i.e. şahane ilerleme kaydetmiş). Kendisiyle gurur duyduğumu, geçmiş deneyimlerinden farklı olarak bu işe benimle birlikte sıkı sıkıya sarılıp devam etmesinin beni çok sevindirdiğini ve smsler ile e-mailler sayesinde günlerin daha bir eğlenceli geçtiğini söylemezsem sanırım çok büyük haksızlık etmiş olurum. Aferin bize şekerim!! :)

Geçtiğimiz iki hafta boyunca işin gücün ve hafta sonunda da koşturmacaların ortasında kaldığım için zaman nasıl geçti, ne oldu hiç anlamadım valla. Zorlanmayınca da mis gibi bollaşmaya başladı o kotlar motlar. Bu hafta sonu ise evdeydim çoklukla, yeni diyet listesini çalışmak, alışveriş listesi çıkartmak ve "e şimdi ne pişirsek, bunu ne yapsak, şunu nasıl yesek" peşinde sürekli olarak mutfakta bir şeylerle uğraşmak oldu işim gücüm. Annem de diyete yeltenince, yemeye karar verdiğimiz şeyler de biraz olsun farklı olunca ara öğünler de dahil 2,5 saatte bir mutfakta bir şey hazırlarken bir şey yerken bir şey yıkayıp kaldırırken buldum kendimi.

Ayrıca her iki gün de rahat rahat vakit ayırıp kendimi sokağa yürüyüşe attım, gündüz gözüyle, kulağımda müziğim bazen hüzünlenip bazen coşup gürleyip aktım caddeler boyunca en az 45 dakika süren yürüyüşlerimde. Akşamları yürümeyi pek sevmediğime karar verdim çünkü benim yürüyüş parkurum maalesef ki işlek bir cadde ve akşam evine yorgun argın dönmeye çalışırken yoğun trafikte kendini kaybederek kornaya asılan dingil dangalaklar nedeniyle eve dönüşümde bir stres yumağı olduğumu anladım artık. Sanırım bundan sonra hafta içleri evde egzersiz, hafta sonu sabahları da sokaklarda yürüme benim için en uygun yöntem olacak.

Hafta içi evde egzersiz demişken de Pisikopatimin daha önceden paylaştığı şu videoyu buraya da alayım isterim, ben bu akşam itibariyle başlıyorum her gün bunu yapmaya:




Bakalım nasıl bir şeymiş, deneyecek ve göreceğiz.

Bir nokta daha dikkatimi çekti. Akşam yemeğinden sonra (ki Cumartesi akşamı deli gibi toktum sofradan kalktığımda) "eeeee anacım gün boyu şimdi onu yiycez sonra bunu yiycez dedik durduk e şimdi yiyecek bişi kalmadı nolcak" diye geçirdim içimden bir an. Garip geldi. Gerçekten de sabah kalktıktan sonra maraton halinde sürekli ya yiyoruz ya da bir sonraki yemeği planlıyoruz. Kötü bir şey değil, rahatsız da etmiyor, ama alışkanlık halini almaya başladı bu bende. Akşam olunca yetim kalmış gibi hissettim birden kendimi. :)

Ama Pazar günü bu geçti. Yani şöyle : "oh beeee dünya varmış anacım görev gibi yemek yemek yarın sabaha kadar gerekmiyor artık, yayılayım da kitabımı okuyayım" diye bir mutluluk yeli geçti yüreğimin orta yerinden.

Garip mi? Belki. Ama yapacak bir şey yok. :)

27 Ocak 2013 Pazar

14.Gün : Kuruyemişle Vuslat

Rüyada olabilirim!
Kuruyemiş yiyorum!

Bildiğiniz gibi sevgili kocaman takipçi kitlem, ilk 12 günlük diyetin bitmesiyle birlikte dün (Cumartesi) sabah ikinci aşamaya geçtik ve ikinci aşamanın (bence) sabah kahvaltısı ve sabah ara öğünü bir öncekine kıyasla çok az gelse de göze, öğle yemeğiyle birlikte bir açılıyoruz bir açılıyoruz ve sürekli yiyip duruyoruz.

Öyle ki, haftada 2 akşam 1 çay bardağı kadar kuruyemiş de yiyebiliyoruz (diyetin ve yemişin detayları için bakınız şu sayfanın alt tarafları: tıktıktık). Hayretle fark ettim ki, "azdır o yav ne o öyle küçücük çay bardağı!" derken ben, gayet dolu dolu ve yeterli miktarda yemişe kavuştum ve işbu satırları leblebi - fındık - çekirdek - fıstık eşliğinde yazmaktayım. Sevgiyle hepinizi gözlerinizden öperim.

Bugün şunlar yendi kardeşlerim:


14.gün
08:30
1 kivi
 
1 dilim çavdar ekmeği
 
beyaz peynir
11:30
1 adet peynirli poğaça
14:00
1/2 tavuk göğsü (haşlanmış)
 
haşlanmış fasulye
 
marul + keten tohumu
 
1 çorba kaşığı zeytinyağı
 
1 dilim çavdar ekmeği
16:30
1 portakal
 
2 ceviz
19:00
1/2 tavuk göğsü (haşlanmış)
 
salata + keten tohumu
21:30
kuruyemiş

Peynirli poğaça canımıniçi anneciğimin el yapımıdır. O da benimle diyette (o da an itibariyle benimle kuruyemiş çitlemekte) ve de yağ miktarını yarıdan aza indirerek sadece zeytinyağıyla mis marka poğaçalar yaptı bizim için. Yiyoruz, şahane!

Öğle yemeğinin haşlanmış fasulyesine gelince: şimdiye kadar hep uzak durmuştum donmuş sebzelerden ama bu sefer düzgün fasulye bulamayınca aldım bir iki paket attım buzluğa. Sonuç: ŞAHANE!! Alın, çözdürmeden kullanacaksınız nasılsa, atın ne kadar yiyecekseniz kaynar suya, 10 dakika sonra yiyin gitsin. Benim gibi yapabilirsiniz, bakınız tarif aşağıda.

FASULYELİ TAVUK SALATASI TARİFİ: kıvırcık, keten tohumu, küp doğranmış tavuk göğsü ve üzerine sıcak sıcak bu fasulye. Sos olarak iki çorba kaşığı limon ve bir çorba kaşığı zeytinyağı. Çok güzel oluyor benden söylemesi.

Yarın işyerinde yeni diyetle ilk günüm. Planlamaya çalışıyorum ne yiyeceğimi ki eksiğim gediğim kalmasın oralarda.

Ben şimdi hazırlık yapmaya. Ciaaaaaaaaaao!! :)

İrade şart!

Bana öyle geliyor ki diyet yaparken en büyük tuzak "yaaa bir lokma şundan yiyivereyim" ya da "nasılsa diyet yapıyorum, şunu bir yiyeyim diyete devam ederim" tarzından kaçamaklar. Disiplinli olmadan diyetin pek bir işe yarayacağını sanmıyorum (ki zaten daha önceki girişlerimden birinde yazdığım gibi, benim daha erken yaşlarımda yaptığım bir - iki organize diyet deneyimimin sonunu getiren de bu kaçamak merakı ve sonrasındaki "aaaaa az kilo veeeeeermişiiiğm" şaşkınlığı oldu. Halbuki ne şaşırırsın a kızım? Sen bozup durmadın mı diyetini? Oh olsun sana işte!)

Anlayacağınız, irade ve disiplin şart a dostlar, kardeşler, romalılar!

Bu kaçamakların önüne geçmek için benim yöntemim bu diyeti bir nevi oruç gibi düşünmek oldu. Yani, o diyet yapılacak ve dışına çıkılmayacak arkadaş! Bir de bir hedefim var elbet, şu kiloları verince olacağını düşündüğüm, olmasını istediğim, olmasını sağlayacağım bir şey var. Bunu kendime ifade etmek dahi henüz mümkün değilken başkalarına itiraf etmem imkansız, o nedenle kimse sormasın derim. S-Ö-Y-L-E-M-EM!

Bu disiplini sağlamak için de bir şey yapıyorum elbette, desteksiz olmaz:

Bir excel dosyam var (daha önceki girişlerimdeki tablolar da o dosyadan zaten). İrili ufaklı, diyete uygun ya da diyete aykırı her ne yersem yiyeyim, büyük bir dürüstlükle oraya yazıyorum. Eğer dışına çıkmışsam zaten yazarken ve de yazdıktan sonra bakarken sıkılıyorum. Böylece, o dosyaya yazmak istemeyeceğim hiçbir şeyi yemiyorum.

İşe yarıyor benim için, denemenizi tavsiye ederim gençler. ;)

26 Ocak 2013 Cumartesi

13.Gün : Somon Yedim Mutluyum!

Bu diyet güzelmiş, ikinci bölümün listesini ilk gördüğümde oldukça çekinmiştim "aç kalacaz yarappim öğlene kadar!" diye ama hiç de korktuğum gibi olmadı.

İlk günden derse geç kalan öğrenci gibi, hafta sonu etkisiyle, biraz normalden geç uyandım (benim gibi EN GEÇ 7'de ayaklanmış olmaya alışık bir insan için saat 09:00'a doğru uyanmak tüm günü şaşırtmaya yetiyor da artıyor, söylemeliyim). Öyle olunca, kahvaltım da gecikti ve ben saat 10:00'da kahvaltımı yeni yapmıştım.

Dolayısıyla, öğle yemeğimi yiyebilmek için ara öğünü gözden çıkartmak zorunda kaldım. Ha, tam olarak da çıkartamadım çünkü saat 12:30 gibi hafiften karnım kazındı ve kendimi bir adet beypazarı kurusunu mideye indirirken buldum. Beypazarı kurusunu çok seviyorum, seviyorum elimde değil çok... Yedim yani. Pişman da olmadım, bu sayede 1 saat kadar durup öğle yemeğimi insan gibi hazırlayıp yiyebildim :)

2 yumurta + 1/2 kırmızı çarliston biber + "biraz" frenk soğanı ile şahane bir omlet yapılabiliyor, haberiniz olsun. Yanına bir adet çavdar ekmeği katıyorsunuz ve voila: afiyet olsun!

16:00 olduğunda ara öğün yiyeyim istedim acıkmamış olmama rağmen (yumurta şahane tok tutuyor, I LOVE YUMURTA!). Bir elma + 12 bademi yedim, üzerine su içtim 2 bardak kadar ve kulaklıklarımı takıp kendimi yağmurda yürüyüşe fırlattım attım. 50 dakika civarı güzelce yürümüş oldum, iyi geldi.

Akşam yemeği için kendi çapımda bir ziyafet planladım, sevgili diyet ortağım Ö.'in daha önceden bana yedirmişti ve bayılmıştım: fırında somon + hardallı patates salatası + salata - hardallı patates salatası (bunca diyet yaparken hardal ve patatesi öööööööyle soframa alacak göz tabii ki yok bende!).

TARİF:
Öğleden önce biraz tuz, bolca sarımsak ve azıcık zeytinyağı ile marine edip kapariyi de ekledikten sonra üstünü streçle kapatarak buzdolabında beklettiğim somonları 200 derece fırında 30 dakika bir pişirdim, sonra bir yedim, sonra bir doydum, sormayın gitsin! (Ö. sana ömrümün sonuna kadar duacıyım!) Yapınız ve yiyiniz. Ailece yemeğe dalıverdiğimiz için tabii ki fotoğraf çekmeyi gene atladım (atlamasaydım "yemek tarifi" olarak ayrı post eder ve fotoğrafıyla yayımlardım ama gene çok geç aklıma geldi fotoğraf çekmek. Ama bu bana tabii ki bir fikir verdi: bundan sonra diyete uygun yemek tarifleri de vereceğim bildiğim ya da bulduğum ölçüde.

Salataya da evde ne bulduysam koydum: marul, roka, domates, kırmızı çarliston biber, frenk soğanı, soya filizi. Üzerine biraz tuz ve bolca limon. Mis!!

İyi bir gün oldu. Şimdi kahve zamanı.

1.bölümün sonu: 10-11-12.günler

Geçtiğimiz 3 günün 2sinde pek sevgili TTNET ve benim üşengeçliğim nedeniyle evimizde internet bağlantısı yoktu. Dün de ben dışarılarda fink atmakla meşguldüm o nedenle de son 3 gündür koskocaman takipçi kitlemi (!) habersiz bıraktım. Yoğun istek üzerine tam da şu anda oturdum, müziğimi açtım, başladım pataküte klavyede dans etmeye.

Müzik birlikte dinlendikçe daha da güzelleşiyorsa eğer, buyurun birlikte afiyet olsun hepimize:




(Büyük hayranlığım var Vivaldi'ye, evet. Ama bu... Anlatmam mümkün değil, günde belki 5 kere dinlerim yıllardır, sıkılmam. O derece seviyorum, siz de sevin!)

Tabii ki geriye dönüp her günü uzun uzun yazAmayacağım, bildiğiniz gibi ben tembellikte rekorlara ulaşmaya çalışan bir Aslı'yım. :) Bu yüzden, önce ilk iki günün listesini hemen vereyim:


10.gün
11.gün
07:45
6 adet yeşil zeytin
07:45
6 adet yeşil zeytin
 
2 dilim çavdar ekmeği
 
2 dilim bol tahıllı ekmek
 
1 dilim beyaz peynir
 
1 dilim beyaz peynir
10:30
1 elma
 
1 çay kaşığı bal
 
10 adet fındık
11:00
2 mandalina
12:45
yoğurt çorbası
12:45
mercimek çorbası
 
kırmızı lahana & marul & turp
 
kırmızı lahana & marul & pancar
 
3 adet köfte
 
közlenmiş yeşil biber
 
2 adet zeytinyağlı yaprak sarması
 
2 adet altınbaşak bisküvi
17:30
1 elma
16:00
1 elma
19:00
salata
 
2 ceviz
 
4 adet fish finger
19:00
8 kaşık kabak kalye
 
 
 
salata
 
 
 
2 kaşık yoğurt

Evet, görünürde biraz çıktım listeden fakat 10.günde o zeytinyağlı yaprak sarmalarını yemeseydim sanırım düşüp ölebilirdim hasedimden! Kendimce dengeledim ekmek yemeyerek (ara öğünü ise maalesef bir toplantı nedeniyle geciktirmek zorunda kaldım, sorumluluk alamayacağım ama oradaki elmayı bekar bırakmamın nedeni de gene sarmaların sonucudur). Siz imamın dediğini yapın, yaptığını yapmayın, diyetinizi daha sıkı sıkı sahiplenin, 5 gr 5 gr'dır!

Dün ise son gündü ilk programda. Finalini de ona yakışır bir şekilde yaparak çok sevgili iki kız arkadaşımla Kadıköy Agapia'da kahkahalarla süslü bir akşamda yaptım. Bana destek olmak için önce biralarını içmemeye, patateslerini yememeye kalktılar ama tabii ki ben buna asla müsaade etmeyerek önüme konan su ve salatayı kemirdim, onları serbest bıraktım (gönlü kocaman bir insanımdır :P)

Tabii ki gerçek böyle değil: onlar biralarını içip pattislerini yerken, ben de "cafe de paris sosu konmamış cafe de paris soslu biftek" (evet, komik ama siparişi gerçekten öyle vermek zorunda kaldım çünkü "sossuz biftek yok efendim, cafe de paris / rokfor / cheddar soslu biftekler var" gibi bir yanıt almıştım ve sorduğumda tabii ki sosların sonradan üzerine döküldüğünde anlaşınca masamızın (sonradan deli gibi kaçan) garsonuyla, kendisini her şeyi sanki cafe de paris soslu biftek yapacaklarmışcasına düşünmelerini ama şu sosu koymayıvermeleri konusunda ikna edebildim. pilavı ve pattisleri de sallayıp yerine sebze garnitürü (kabak, havuç, fasulye, renkli biberler) koymalarıyla da koskocaman dolu bir porsiyona kavuştum. Ha, her zamanki gibi tabii ki fotoğrafını çekmeyi akıl etmeden yemeye giriştiğim için de işte böyle kuru kuru anlatabiliyorum ancak :))

"Son gün" listesi aşağıdadır efenim:


12.gün
07:45
4 adet yeşil zeytin
 
2 dilim çavdar ekmeği
 
1 dilim beyaz peynir
10:30
2 mandalina
 
10 adet fındık
12:30
domatesli şehriye çorbası
 
kırmızı lahana & marul
 
zeytinyağlı kereviz
 
1 dilim kepek ekmeği
 
"biraz" tavuk döner
16:00
1 kase yoğurt
18:00
2 adet altınbaşak bisküvi
19:30
ızgara biftek
 
salata
 
sebze garnitür (kabak, havuç, biber)


Oldu. Yaptım. Bitti ilk 12 gün. Ve çok da kötü bir şey (?) yaptım, Mehtap Hanım tartılmamamızı söylemişti fakat merakıma yenik düşerek bu sabah tartıldım (tartıya çıktım evet ama gerçekten sadece göz ucuyla baktım, inanırsanız eğer!). Söylemeyeceğim kaç kilo verdiğimi, bilmiyormuşuz gibi davranalım tamam mı? Tek söyleyebileceğim: yapın anacım bu diyeti bak valla ;)

Bu sabah itibariyle ikinci programa başladık, metabolizmaya ça-ça yaptıracağız (bu tarif Mehtap Hn'a ait, bana değil). Alışverişler yapıldı, sabah yeni kahvaltıyla güne başlandı, ama bunun yazısı akşam yatmadan önce. ;)

Öpüldünüz.